HEPİMİZ BİR KİLİMİN DESENLERİYİZ, SİZİ BİR BÜYÜK BİRLİĞE ÇAĞIRIYORUM.. Tek Millet, Tek Bayrak, Tek Vatan, Tek Devlet ve adım MÜSLÜMAN TÜRK BENİM..
   
  Yavuz Kaya
  Hergelekoncular
 
 
 
Türkiye kritik bir süreçten geçiyor. Ülkenin her tarafında provokatif olaylar yaşanıyor. Ortaya çıkan bulgular olayların perde arkası hakkında önemli ipuçları veriyor.
 
İzmir'de DTP konvoyuna saldıranlarla şehirde molotofkokteyli ile eylem yapanların aynı şahıslar olduğu ortaya çıktı. Bu durum aslında ne yeni ne de şaşırtıcı.

Paşa'nın selam durduğu PKK eylemcisi

1991 yılında PKK'nın ilk silahlı mücadeleye başladığı tarihin yıldönümünde İstanbul'un çeşitli semtlerinde eylem yaparken yakalanan 34 kişi arasında ilginç bir isim de vardı. Türkiye'nin yıllar sonra ilginç bir fotoğrafla tanıdığı Durmuş Ali Özoğlu da eylemculer arasındaydı. Dönemin Eminönü Emniyet Amirliği tarafından hazırlanan 16 Temmuz 1991 tarihli gözaltı tutanağında Durmuş Ali Özoğlu'nun da aralarında bulunduğu 34 kişinin İstanbul Çarşıbaşı, Laleli ve Vezneciler'de molotofkokteyli atarak korsan gösteri yaptığı belirtiliyor. 1991 yılında PKK eyleminde yakalanan Kuvay-ı Milliye Derneği Genel Başkan Yardımcısı Durmuş Ali Özoğlu, şimdi Ergenekon davası kapsamında yargılanıyor. Özoğlu, Karargâh Evleri aracılığıyla muvazzaf subaylardan elde edilen bilgileri Kemal ve Neriman Aydın kardeşlerden alıp 'Ergenekon'un askerî kanat sorumlusu' emekli Albay Mehmet Fikri Karadağ'a ulaştırmakla suçlanıyor. Ergenekon sanığı, geçtiğimiz yıl ilginç bir fotoğrafla gündeme gelmişti. Şırnak Akçay 6. Motorlu Piyade Tugay Komutanı Tuğgeneral Ferhat Özgen'in, Durmuş Ali Özoğlu karşısında hazrolda durduğunu gösteren fotoğraf basına yansımıştı. Paşanın, sivil bir kişi karşısında nasıl böyle davrandığı uzun süre tartışılmıştı.

Özkan'ın sağ kolu, APO'nun gazetecisiydi

Bir dönem sert ulusalcı çizgisi ile bilinen Kanaltürk'ün Ergenekon sanığı Tuncay Özkan'ın elinde bulunduğu dönemde Özkan'ın sağ kolu Merdan Yanardağ'dı. Oysa, Yanardağ'ın çok ilginç bir gazetecilik geçmişi vardı. PKK Mayıs 1990'da gerçekleştirdiği 2. Konferansında kitlesel boyutlu eylemlerin hızlandırılması ve silahlı faaliyetlerin kırdan şehre doğru yayılması kararını aldı. Şehir merkezlerinde "kitlesel serhıldan" dedikleri, başkaldırı eylemlerinin organize edilmesi de stratejiler arasındaydı. Daha kolay propaganda yapabilmek için 1991 yılında örgüte yakın bir de gazete kuruldu. İşte bu süreçte kurulan Özgür Gündem'in 1991-93 yılları arasındaki yazı işleri müdürü Merdan Yanardağ'dı. İşte Yanardağ'ın o dönemde gazeteye attığı manşetlerden bir kaçı:
PKK lideri Öcalan, BBC´ye ´Samimi ateşkese hazırız.´ dedi. (2 Kasım 1992)
PKK Genel Sekreteri Öcalan: K. Irak harekâtı dolaylı işgaldir. (6 Kasım 1992).
Önceki gün 4 saat top ve tank ateşine tutulan kentte 7 kişi öldü. (9 Kasım 1992).
Tunceli´de oğlu dağa çıkan ailenin evini yaktılar. (9 Kasım 1992)
Kürtçe konuşan askere polis dayağı. (16 Kasım 1992)

İlginç bir hadise de geçtiğimiz yıl İstanbul'da yaşandı. PKK propagandası yaptıkları, molotof attıkları ve izinsiz gösteri yaptıkları gerekçesiyle gözaltına alınan 12 kişiden F.D.Kayayerli, 1999'da MHP'den milletvekili seçilen Müjdat Kayayerli'nin kızı çıktı.

MELİK DUVAKLI

10.12.2009 14:04:50

Çok konuşulacak bir iddia daha

Genelkurmay tercümanı Yıldırım Beğler'den sonra emekli Jandarma Kıdemli Yüzbaşı Özcan Tozlu da Gaffar Okkan suikastıyla ilgili çarpıcı açıklamalar yaptı.
 
Tozlu, Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okkan'ı, Albay Levent Göktaş yönetimindeki 7 kişilik Muharebe Arama Kurtarma (MAK) timinin öldürdüğünü iddia etti.

Özcan Tozlu, olaydan bir yıl sonra Ankara'ya Levent Göktaş'ı ziyarete gittiğini, Göktaş'ın kendisine suikastı anlattığını ileri sürdü. Levent Göktaş'a bağlı timin olaydan 10 gün önce Ankara'dan gelerek bölgede keşif yaptığını, suikast üssü olarak Sümer Camii'ni kullandığını belirten Tozlu, "Tim, olay yerine 7. Kolordu'ya ait iki sivil araçla getirildi, götürüldü. Sümer Camii'nin arka kapısını kullandı, burada kuşandı. Amaç işi Hizbullah'ın üstüne bırakmaktı." dedi. Tozlu, Levent Göktaş'ın özellikle motosikletli eskortun ölümüne çok üzüldüğünü, suikasttan dolayı vicdan azabı duyduğunu anlattığını kaydetti.

Tozlu, verdiği bilgiye göre JİTEM'in kurucularından Cem Ersever, Abdülkerim Kırca ve 'Yeşil' kod adlı Mahmut Yıldırım, MAK Komutanı Albay Levent Göktaş ile Doğu ve Güneydoğu'da, Ergenekon terör örgütünün tutuklu sanıklarından Veli Küçük ile de İstanbul'da çalışmış. Hayır işlerine destek verdiği için 2000 yılında ordudaki görevinden YAŞ kararı ile atılmış. Son dönemin en çok konuşulan bu isimleriyle çalışmış olan Tozlu, Okkan'ın, Genelkurmay'a bağlı Özel Kuvvetler bünyesinde yer alan ve şu anda Ergenekon'dan tutuklu bulunun Albay Levent Göktaş'ın idaresindeki 7 kişilik MAK timi tarafından vurulduğunu iddia etti.

1995 yılından bu yana Albay Göktaş'ın hem komutanı hem de arkadaşı olduğunu anlatan Tozlu, Göktaş'ın Okkan suikastını kendisine itiraf ettiğini öne sürdü. Suikasttan bir yıl sonra 2002 yılının Şubat ayında Göktaş'ı Ankara'da ziyaret ettiğini ifade eden Özcan Tozlu, bu esnada, suikastı Göktaş'ın kendisine anlatarak vicdan azabı yaşadığını dile getirdiğini aktardı. Suikastın Hizbullahçı kılığında, örgütün kullandığı silahlarla yapıldığını aktaran Tozlu, olaydan 10 gün önce operasyon hazırlığının başladığını, timin bölgede keşif yaptığını ileri sürdü. Suikast yeri olarak Okkan'ın güzergâh olarak kullandığı Sezai Karakoç Caddesi ile Sümer Camii arasının belirlendiğini belirten Tozlu, 7 kişilik timin Ankara Kirazlıdere'deki MAK'ın merkezinden geldiğini vurguladı. Suikastta üs olarak olay yerine 20-30 metre uzaklıktaki Sümer Camii'nin kullanıldığını aktaran eski yüzbaşı, olaya 'Hizbullah işi' süsü verilmek istendiğine dikkat çekti.

7 kişilik timin, suikasttan bir saat önce 7. Kolordu Komutanlığı'na ait iki sivil plakalı Land Rover marka araçla Sümer Camii'nin arkasına getirildiğini belirten Özcan Tozlu, "Tim, suikastta kullanılacak malzemelerle caminin arka kapısından içeriye girdi ve burada kuşandılar. Suikasta buradan başlandı. Bazı timler caminin duvarını kendilerine siper aldı." dedi.

Tozlu, suikast sonrası timlerin yine Sümer Camii'nde toplandığını, burada üstlerini değiştirerek, geldikleri arka kapıdan çıktıklarını kaydetti. " Timler, yine geldikleri yerden 7. Kolordu' ya ait sivil plakalı iki araçla alındı. 7. Kolordu'ya götürülen ekip, burada bir süre dinlendikten sonra sivil araçlarla havaalanına, oradan da özel askeri uçakla Ankara Kirazlıdere'deki merkeze götürüldü." Dedi.

Eski Yüzbaşı Özcan Tozlu, ziyareti sırasında Levent Göktaş'ın Okkan suikastında özellikle motosikletli eskort polisin ölümünden büyük üzüntü duyduğunu söylediğini ifade etti. Tozlu, Göktaş ile aralarında geçen konuşmayı şöyle anlattı: "Göktaş'a 'çok üzülüyorsun peki neden yaptınız' dedim. 'Öyle dendi' dedi ve ses çıkarmadı. Sonra Göktaş bana, şu ifadeleri kullandı: Arkadaşımsın, sana şunu söylemek istiyorum. En çok eskort görevi yapan çocuklara üzüldüm. Yazık oldu o çocuklara. Delikanlı insanlardı. Feci şekilde öldüler. Bir motosikletli koruma vardı, metrelerce sürüklendi. Feci oldu. Çok üzgünüm, vicdan azabı duyuyorum. Gaffar Okkan' da yazık oldu."

Yurt dışında bulunan Genelkurmay eski tercümanı Yıldırım Beğler, Gaffar Okkan'ın C Timi tarafından öldürüldüğünü, daha sonra suikastta görev alan C Timi mensupları taşıyan uçağın Malatya'da düşürüldüğünü ileri sürmüştü.
 
   
 
BEN TÜRK’ÜM TÜRK ESİR OLMAZ. BEN TÜRK’ÜM TÜRK BAYRAKSIZ OLMAZ. BEN TÜRK’ÜM TÜRK DEVLETSİZ OLMAZ. BEN TÜRK’ÜM TÜRK HÜRRİYETSİZ OLMAZ. BEN TÜRK,ÜM TÜRK EZANSIZ OLMAZ. Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol