HEPİMİZ BİR KİLİMİN DESENLERİYİZ, SİZİ BİR BÜYÜK BİRLİĞE ÇAĞIRIYORUM.. Tek Millet, Tek Bayrak, Tek Vatan, Tek Devlet ve adım MÜSLÜMAN TÜRK BENİM..
   
  Yavuz Kaya
  Sisteme Entegre mi?
 

Yazıcıoğlu'nun fikirleri de mi tasfiye edilecek?

Eğer Sayın Muhsin Yazıcıoğlu bir operasyonla tasfiye edildiyse, akıllara gelen ilk soru acaba fikri çizgisi de tasfiye edilecek midir? En azından bazı odaklar BBP tabanını zamanla Şehit Muhsin Yazıcıoğlu'nun misyonundan uzaklaştırmaya çalışacak mıdır?
 

 

Türk-İslam davasının lideri Sayın Muhsin Yazıcıoğlu'nun, halen aydınlanmayan bir olayda, şehit olması Milletimizin gönlünde kanayan bir yara olarak kalmaya devam etmektedir. Parti, grup ve cemaat ayrımı olmadan bütün insanlarımız Sayın Muhsin Yazıcıoğlu'nun normal bir kazada değil, bir operasyonla şehit edildiğine inanmaktadır. 

Eğer Sayın Muhsin Yazıcıoğlu bir operasyonla tasfiye edildiyse, akıllara gelen ilk soru acaba fikri çizgisi de tasfiye edilecek midir? En azından bazı odaklar BBP tabanını zamanla Şehit Muhsin Yazıcıoğlu'nun misyonundan uzaklaştırmaya çalışacak mıdır?

Siyasi propaganda yöntemlerinde temel bir kabul vardır. Bir olayın tartışmaya açık olmasını engellerseniz, insanların doğruyu bulmasını önler ve bu şekilde kendi istediğinizi toplumun bir kesimine daha kolay anlatabilirsiniz. Sonuç olarak kendi tarafgirleriniz sizleri sorgulamasını ve sizleri terk etmesini engellemiş olursunuz.

Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu 1992 yılında MÇP'den ayrıldığında dönemin MÇP yönetimi bu propaganda yöntemini çok başarılı bir şekilde uyguladı. Yazıcıoğlu'nun fikirlerini kabul etmeyecek bir tek ülkücü olmamasına rağmen iki grup arasında her ilde planlı gerginlikler oluşturuldu ve bu şekilde Yazıcıoğlu'nun kendisini ülkücü tabana ifade etmesi önemli ölçüde engellendi.

Alperenlerin ve özellikle BBP tabanının bu propagandadan etkilenmemeleri çok önemlidir. Yaptığımız tercihlerimizin bir propagandanın sonucumu oluştuğunun veya kendi fikri kararlarımız mı olduğunun sorgulanması gerekmektedir. Hepimiz bilmeliyiz ki Şehit Muhsin Yazıcıoğlu'nun misyonunu ancak böyle yaşatabiliriz. Aksi takdirde yaşattığımız Şehit Muhsin Yazıcıoğlu'nun misyonu değil, taban üzerinde psikolojik operasyon yapanların hesapları olacaktır. Aşağıdaki yazının bu hassasiyet içerisinde değerlendirilmesi en büyük temennimdir.

Sayın Muhsin Yazıcıoğlu'nun vefatından sonra, Uluslararası ilişkiler konusunda doktora yapmış değerli bir araştırmacı, Dr. Gamze Güngörmüş Kona BBP saflarına katıldı. Bir ay gibi çok kısa bir süre içerisinde BBP İstanbul İl Başkan yardımcılığı, Kadın Kolları Başkanlığı ve BBP Genel Başkan Danışmanlığı görevlerine getirildi.
Sayın Kona özellikle İsrail'de yayınlanan bazı araştırmalarında Siyasal İslam, Hamas'ın seçim zaferi ve Türkiye-İsrail ilişkileri konularında önemli tespitlerde bulunuyor. Sayın Kona'nın BBP Genel Başkan danışmanı olarak atandığı gün aşağıda verilen bu farklı tespitler karar mekanizmasındaki en yetkili insanlarla paylaşılmıştır. Aradan geçen yaklaşık 6 ay zaman süresince Sayın Kona BBP Genel Başkan danışmanlığı ve BBP İstanbul il başkanlığı bünyesindeki görevlerini yürütmüş ve kendini tabana kabul ettirmeyi başarmıştır.

Sayın Kona, kişisel internet sitesinde, kendisinin İsrail'de yayınlanan bildiri ve seminer metinleri dahil bütün çalışmalarını açıkça yayınlamıştır. Hatta detaylı biyografisinde Çekmeköy Rotary kulübü üyeliğini bile açıkça vermektedir. Sayın Kona'nın kişisel sitesine, BBP'de bulunduğu süre içerisinde, belirli aralıklarla giren biri olarak gerçekleri ifade etmeliyim ki; BBP'de bulunduğu süre içerisinde Dr. Kona biyografisindeki görev ve etkinliklerini gizleme ve saklama ihtiyacı duymamış, bütün bilgileri açık yüreklilikle yayınlamıştır.

Aşağıda Dr. Gamze Güngörmüş Kona'nın yayınlarından alınan ve BBP tabanı için çok önemli olan temel bazı konulardaki görüşleri verilmektedir. Bahsedilen bütün kaynaklar Sayın Kona'nın kişisel internet sitesinden alınmıştır. Özellikle belirtmek isterim ki bu yazının amacı asla bir hanımefendiyi eleştirmek değil, kendi fikirleri ile Şehit Muhsin Yazıcıoğlu'nun misyonu arasındaki çelişkiyi ortaya koymaktır.

1. Türkiye'de Din Odaklı Krizler ve 28 Şubat
Sayın Muhsin Yazıcıoğlu'nun vefatından sonra BBP Genel Başkan Danışmanlığına ve BBP İstanbul İl Başkan Yardımcılığına getirilen Dr. Kona'nın 2006 yılında İsrail Beer Sheva üniversitesinde yapılan bir konferansta sunduğu “Türkiye'de Siyasal İslamın İniş ve Çıkışları (The Rise and the Fall of Political Islam in Turkey)” [1] isimli bildiride “Türkiye'de Siyasal İslam'ın önündeki engeller” ana başlığının Türk askeri isimli alt başlığında “Türkiye'de ulusal düzeyde güçlü bir aktör olan Türk askeri din odaklı krizlerin üstesinden gelinmesinde çok önemli bir rol oynamaktadır” denilmektedir.

Türkiye'de din odaklı kriz ne demektir. Türk demokrasisi 1960, 1971 ve 1980 yıllarında askeri müdahaleler ile kesintiye uğradı. Bu darbelerden hangisi din odaklı krizlerin aşılması için yapılmıştır acaba?

Dr. Kona aynı bildirisinde 28 Şubat süreci hakkında da oldukça ilginç tespitlerde bulunuyor. Türk Siyasetinde Din Odaklı Girişimler ana bağlığı altında “Erbakan'ın Avrupa Birliğine karşı negatif bir duruşu olduğunu, kadınların başörtüsü takmasını teşvik ettiğini,
İran, Irak ve Libya ile sıcak ilişkiler kurmak istemesiyle seküler/laik/ siyasi elitlerle ters düştüğünü” ifade etmektedir. Dönemin hükümetine karşı nasıl bir kampanya başlatıldığını ve hükümetin nasıl istifa ettiğini Dr. Kona başka bir yayına atıfta bulunarak şöyle açıklamaktadır. “Askeri ve yargı otoritesi ile birlikte laik sivil toplum kuruluşları, hükümete karşı, etkili bir kampanya yürüttüler ve askerlerin 28 Şubat 1997 tarihli deklarasyonundan sonra mesajı alan Refah partisi Hükümetten istifa etti”.
Dr. Kona 1980 darbesiyle ilgili de İsrail'de yayınlanan bildirisinde akla ziyan izahlar yapmaktadır. Dr. Kona'ya göre “1980 askeri darbesi etnik terörü, sol örgütleri ve sendikal hareketleri bastırmak amaçlıydı”.

Sayın Kona'nın bu tespiti hangi bilimsel verilerle yapılmış bilemeyiz, ancak bilimsel inceleme yapan birinin 1980 darbesiyle birlikte zindanlarda işkence gören binlerce Ülkücüyü ve idam edilen 9 Ülkücüyü nereye koyduğunu gerçekten merak ediyorum.

Dr. Kona'nın İsrail'de yayınlanan “Türkiye'de Siyasal İslam'ın İniş ve Çıkışları” isimli makalesinde 80 cuntasının Siyasal İslam'ın yükselmesine neden olduğu “1980'den sonra Türkiye'de Siyasal İslam yükselmiştir. Bunun nedenleri ise kısmen Ortadoğu'da meydana gelen gelişmeler ve kısmen Askeri Otoritenin sol ideolojiye karşı dinden faydalanmak istemesidir” cümleleri ile belirtiliyor. 1980 cuntasının sol ideolojiye karşı dini değerleri ön plana çıkardığı ve siyasal İslam'ın bu dönemde yükseldiği tespitinin Türkiye'de hangi kesimin temel söylemi olduğu milletimiz tarafından gayet iyi bilinmektedir.

2. Modern Siyonizm, Radikal İslam
Yazıcıoğlu'nun vefatından sonra BBP İstanbul İl Başkan Yardımcılığına getirilen Dr. Kona “Siyonizm ve Filistin-İsrail Anlaşmazlığı” isimli bildirisinde [2,3] “Filistin'de bağımsız bir Yahudi devleti kurmayı isteyen Modern Siyonizmin tarihi 19. yy ikinci yarısına kadar uzanmaktadır. Bu Modern Siyonizm geleneksel Siyonizmden farklıdır, geleneksel Siyonizm Yahudi devletinin kurulmasının sadece Yahova'lara verilecek bir ödül olarak görür. Modern Siyonizm bunun yanı sıra laiktir ve İsrail Devleti kurmak için siyasi aktiviteleri kullanmayı amaçlar”.

Eğer Siyonizme bir sıfat eklenecek ise bu modern mi olur yoksa daha başka bir şey mi olur bilemeyiz. Ancak Alperenlerin merak ettiği bir şey var, bu Modern Siyonizm, siyasi aktiviteleri kapsamında Türkiye gibi ülkelerde kendilerine karşı olan siyasi hareketlerin hedeflerini değiştirmek için herhangi bir faaliyette bulunur mu? Bu ülkelerde kontrol edemediği siyasi liderler için ne yapar? Nasıl bir siyaset izler?

Dr. Kona, 06 Mart 2006 tarihinde, İsrail Dış İşleri Bakanlığı tarafından organize edilen bir sempozyuma “Türk-İsrail İlişkileri” isimli bir tebliğ sunmuştur [4]. Sayın Kona'nın kişisel internet sitesinde mevcut olan bu bildiride, Hamas'ın seçim zaferinin nedenleri işlenmekte ve alınması gereken tedbirlerden bahsedilmektedir.


Dr. Kona “Türk-İsrail İlişkileri” isimli bildirisinde “Hamas'ın hareketlerinin tölere edilmesi İsrail için çok tehlikeli olabilir” demektedir. Türkiye'de bazı siyasi partilerde görev yapmış ve en sonda Şehit Muhsin Yazıcıoğlu'ndan sonra onun makamının danışmanlığına getirilen birinin bir seçim sonucunu bu şekilde ifade etmesi olacak şey midir?

Aynı makalenin 3. konu bağlığı altında (b) maddesinde Dr. Kona “Hamas'ın negatif politikalarını bozmak için ABD, Hamas'ı marjinallaştıracak hem ekonomik yaptırımları hemde de facto siyasi önlemleri almalıdır. Yoksa Ortadoğu barış süreci bir hayal olarak kalacaktır” ifadesini kullanmaktadır. Neden sadece ekonomik önlemlerin yeterli olmadığını ise Dr.Kona'nın aynı bölümün (f) maddesindeki “ABD, AB ve İsrail tarafından uygulanacak ekonomik yaptırımlar Hamas'ın
İran ve Suriye ile işbirliği yapmasının yolunu açacaktır. Bu da Ortadoğu'da Üç negatif gücün stratejik işbirliği anlamına gelecektir” sözleri ile ifade etmektedir.

Anlaşılıyor ki Dr. Kona Hamas'a sadece ekonomik yaptırımlar yapılmasının bölge dengeleri bakımında yeterli olmadığını aynı zamanda
İran, Suriye ve Hamas'ın işbirliğini engelleyecek siyasi önlemlerinde alınması gerektiğini düşünüyor.

Sayın Kona'nın İngiltere'de yayınlanan “Orta Asya'da Radikal İslam” [8] isimli bir başka yayınında Orta Asya'daki siyasi rejimlerin radikal İslam'dan korunması için önemli tespitler bulunuyor.

3. Orta Asya'da
İran'a Karşı Türkiye-İsrail İşbirliği
Dr. Kona 30 Mart 2006 tarihinde saat 14:30'da İsrail'in Truman Enstitüsünde “Türkiye ve İsrail: Ebedi Komşuluk” adı altında bir seminer veriyor [5,6]. Bu seminerin sunum dosyası kaynaklarda verilmektedir [6]. 24 sahifelik bu sunum dosyasının 21. sahifenin en son maddesinde “Orta Asya'da İsrail-Türkiye işbirliği,
İran'ın bölgedeki etkinliğini engelleyebilir” denilmektedir.

4. Dr. Kona Yazıcıoğlu'na Danışmanlık yaptı mı?
Dr. Gamze Güngörmüş Kona, Sayın Muhsin Yazıcıoğlu'na danışmanlık yaptığını, çeşitli internet sitelerine gönderdiği açıklamasında ifade etmektedir. Aynı açıklamada Sayın Muhsin Yazıcıoğlu ile 29 Mart 2009 yerel seçiminden 5 ay önce tanıştığını ifade etmektedir. Kendi kişisel sahifesinde Ekim 2004 ile 31.12.2008 tarihleri arasında “Genelkurmay Başkanlığı Harp Akademileri Komutanlığı Deniz Harp Akademisi Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı Sözleşmeli Öğretim Üyesi ve Dış Konferansçı” olarak çalıştığı ve Ocak 2009 ile Nisan 2009 tarihleri arasında ise Yurt Partisi Genel Başkan Yardımcısı olarak görev yaptığı açıkça görülmektedir [2,7]. Bu durumda Sayın Muhsin Yazıcıoğlu'na ne zaman danışmanlık yaptığı anlaşılamamıştır.

Sayın Kona bazı internet sitelerine gönderdiği bir yazıda Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu ile vefatından 3 ay önce tanıştığını ve bu sürede kendisine danışmanlık yaptığını ifade etmektedir. Dr. Kona'nın Ortadoğu ve Orta Asya konularında uzman olduğu yaptığı yayınlardan anlaşılmaktadır.

Eğer bu danışmanlık hizmeti gerçekleşmiş olsa bu dönemlerde Yazıcıoğlu'nun Dr. Kona'nın fikirleri ve yayınlarında işlenilen konulara paralel açıklamalarının olması gerekir. Akıl ve mantık bunu gerektirmektedir.

Sayın Muhsin Yazıcıoğlu tamda bu dönemlerde Türkiye'nin, Suriye-İsrail barış görüşmelerine arabuluculuk yapmasını eleştirmekteydi. Ankara'da katıldığı bir televizyon programında ve İstanbul Eresin Otel'de düzenlenen aday tanıtım programında “Suriye-İsrail barışı Brookings enstitüsünden Martin Indyk'in projesidir ve İsrail karşıtı bloğun (
İran-Suriye-Lübnan ve Hamas) çökertilmesine matuftur. Bu nedenle Türkiye bu arabuluculuk görevini üstlenmemelidir” sözlerini söyledi.

Görüldüğü gibi Sayın Kona'nın danışmanlık yaptım dediği dönemlerde Şehit Muhsin Yazıcıoğlu, Sayın Kona'nın fikirleri ile taban tabana zıt açıklamalar yapmıştır. Bu durumda bahsedilen danışmanlığın doğru olmadığı açıkça ortadadır. Ne Dr. Gamze Göngürmüş Kona ne de herhangi bir kimse bazı hesaplarını ve fikirlerini Şehit Muhsin Yazıcıoğlu'na atıfta bulunarak tabana kabul ettirtmeye çalışmamalıdır.

5. Sonuç ve Değerlendirme
Fikirlerine hiç katılmasam da Sayın Kona'yı tebrik ediyorum. Gerçekten BBP Genel Başkan Danışmanı ve BBP İstanbul İl başkan yardımcılığı görevlerine getirilirken Rotary Kulübüne üyeliğini hiç inkar etmedi, hiç saklamadı ve fikirlerinden hiç taviz vermedi. Hatta son üç gün içerisinde bazı internet sitelerine gönderdiği yazıda Rotary kulübüne üye olduğu dönemlerde yaptığı hizmetlerin kendisi için ayrı bir övünç kaynağı olduğunu açık yüreklilikle ifade etti. Aslında birileri tartışmaların bu hanımefendi etrafında şekillenmesini istiyor. Ancak aklıselim insanlar bu hanımefendiyi tartışmayı bırakmalıdır.

Burada asıl mesele bu olayların arka planıdır. Türkiye'nin sıradan bir üniversitesinin sıradan bir bölümde doktora yapan birini bir ay içinde BBP İstanbul İl Başkan yardımcılığı, BBP İstanbul Kadın Kolları Başkanlığı ve BBP Genel Başkan Danışmanlığı görevlerine kim getirmiştir?

Bu sorunun cevabını bir ayrışma aracı olarak görmemeliyiz aksine Şehit Muhsin Yazıcıoğlu'nun misyonunu yaşatılması, büyütülmesi ve iktidara taşıyabilmesi bu cevaptan geçmektedir. İsterseniz yeniden soralım, Kim? Kim? Kim?

Alperen TUNALI
www.buyukdirilis.com

NOT: Bazı internet siteleri hiç yorum yapmadan Sayın Kona'nın kişisel internet sitesindeki özgeçmişini yayınlamış ve buna karşılık Sayın Kona bir açıklama yapmıştır. Sadece kendisinin özgeçmişi, kendi sitesindeki gibi bir tek harfine dokunmadan, yorumsuz olarak yayınlanmasına rağmen bu açıklamadaki üslubu anlamak mümkün değildir. Özellikle açıklamanın sonunda söylenen “Benimle uğraşmak isterseniz, canıma – malıma kast etmek isterseniz tüm kişisel bilgilerim kişisel web sayfamda yer almaktadır. Tereddüt etmeyin olur mu?” cümleleri ile Sayın Kona ne yapmak istiyor acaba? Acaba bu cümleler ile birilerine uygun provokasyon ortamı hazır mesajımı gönderiliyor?

Sayın Muhsin Yazıcıoğlu'nun vefatından sonra provokasyonları önlemek için açıklama üstüne açıklama yapanlar kaç gündür bu tehlikeli cümleler karşısında neden susuyorlar?

Kaynaklar
1- KONA, Gamze (2006). “The Rise and the Fall of Political Islam in Turkey”. The paper
presented in the International Conference on ‘Political Islam in the
Mıddle East'. Israel - Ben Gurion University – The Chaim Herzog
Center. 29 March 2006, Beer Sheva- Israel.
2- http://gamzegungormuskona.blogspot.com
3- http://uiportal.net/content328.html
4-KONA, Gamze (2006). “Turkish – Israeli Relatıons – Ups and Downs”. The Paper presented in
the International Symposium on ‘Ten Years to the Trade Agreement
between Turkey and Israel', organized by Davis Institute and Ministry
of Foreign Affairs – State of Israel, March 06, 2006, Jerusalem – Israel
5- http://truman.huji.ac.il/upload/ME-GamzeKona300306.doc
6- http://www.slideshare.net/yMch/trytry
7- http://gamzegungormuskona.blogspot.com/2007/08/biyografi.html
8- Kona, Gamze (2008), “The External and Internal Factors Which Strengthen Radical
Islam in Central Asia”, The Eurasia Critic-Monthly Magazine on
Eurasian Politics, UK, 22-26 (August 2008).
 

 
 
 
 
   
 
BEN TÜRK’ÜM TÜRK ESİR OLMAZ. BEN TÜRK’ÜM TÜRK BAYRAKSIZ OLMAZ. BEN TÜRK’ÜM TÜRK DEVLETSİZ OLMAZ. BEN TÜRK’ÜM TÜRK HÜRRİYETSİZ OLMAZ. BEN TÜRK,ÜM TÜRK EZANSIZ OLMAZ. Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol