Yeni Doğan Çocuğa Yapılacak Şeyler:

Çocuğa doğumunun yedinci gününde, yahut doğduğu günde, 
İsim verecek zat tarafından abdestli olarak çocuk kucağa alınır, Kıble'ye dönülür ve normal bir sesle
*Sağ kulağına ezan okunur;
*Sol kulağına ise kamet getirilir.
*Çocuğun sağ kulağına Al-i İmrân sûresinin 36. âyetin(den şu kısım) söylenir:

وِإِنِّي أُعِيذُهَا بِكَ وَذُرِّيَّتَهَا مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ
Ve innî uîzuha bike ve zurriyyeteha mineş-şeytânirracîm. 
*Ve sonra çocuğun sağ kulağına konacak isim ile 3 kez seslenilir. 
Adını biz verdik, Yüce Allah ömrünü hayırlı ve bereketli, rızkını bol ve helal, Anne babasına hayırlı faydalı ve mübarek etsin.
Adın adlansın Boyun boylansın, Soyun soylansın, hanen şen, bahtın açık  olsun..
*Ve sonra çocuğa hurma çiğneyip ağzına sürülür, o tatlı sıvının bebeğin midesine ulaşmasına çalışılır. Hurma yoksa ağzına tatlı bir şey de sürülebilir. Bu sırada Bereket duası okunur.

Bereket Duasının Arapçası:

*Bundan sonra, Amin...Euzu billahi Mineşşeytanirracim Bismillahirrahmanirrahim

اَلْحَمْدُ ِللهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ * وَالصَّلاَةُ والسَّلاَمُ عَلَى رَسُولِنَا مُحَمَّدٍ وَعَلَى آلِهِ وَصَحْبِهِ اَجْمَعِينَ * يَا اَرْحمَ الرَّاحِمِينَ * يَا حَىّ ُ يَا قَيُّومُ * يَا ذَا الْجَلآلِ وَاْلإِكْرَمِ * لآ اِلَهَ اِلآ اَنْتَ سُبْحَانَكَ اِنِّى كُنْتُ مِنَ الظَّالِمِين
Elhamdu lillēhi Rabbil âlemîn. Vessalētu vesselēmu alē rasûlinē Muhammediv-ve alē ēlihî ve sahbihî ecmaîn. Yē Erhamer-Râhimîn . Ya Hayyu ya Kayyûm. Yazel celâli vel ikrâm. La ilahe illa ente subhâneke innî kuntu minez-zâlimîn.

 Amin Ya Rabbel Alemin;

"İhsan buyurduğun Bütün nimetleri karşılayacak ve fazlasına da denk gelecek bir hamd ile bütün âlemlerin Rabbine hamd ederiz. 
Salât ve Selâm, Efendimiz Muhammed Mustafa (s.a.v) e, O'nun ailesine ve ashâbının üzerine olsun. 
Yarabbi! Biraz önce sağ kulağına ezan, sol kulağına kamet okuyarak, Senin râzı olacağını umduğumuz bir isimle isimlendirdiğimiz bu yavruya hayırlı ömür, bol ve helal rızık ihsan edip, İslam dini üzere yaşamasını nasip eyle. 
Ana-babası için hayırlı, Vatanı Milleti, Din-i Mübin-i İslam için faydalı kullarından eyle.
Kâfirlerin küfründen, hasedçilerin hasedinden, zâlimlerin zulmünden muhafaza eyle.
Vücuduna Sağlık sıhhat ver, kazalardan belalardan muhafaza eyle. 
Kendisine faydalı ilim bahşet, ilmiyle  âmil olanlardan eyle. 
Kurân'a hadim olmasını ve onu hıfzedip, içindekilerle amel etmesini nasip eyle. 

Ya Rabbi! İslam fıtratı üzere doğan bu yavrumuzu ve bütün yavrularmızı yaradılış gayesi üzere, İnsanî ve ahlâkî güzelliklerle mücehhez olarak yetiştirmeyi ihsan eyle. Görünür görünmez kaza ve belalardan bütün çocuklarımızı koru. Zararlı alışkanlıklardan ve kötü emelli kimselerden bütün çocuklarımızı muhafaza eyle. Sevgi ile büyüyerek  Dini mubini İslam için ve bütün insanlığın sıhhat ve esenliği için çalışan, çaba sarf eden birer yetişkin olmalarını lütfeyle.
Amin Amin 
Sübhane Rabbike Rabbil İzzeti Amme Yesüfun Ve Selamün Alel Mürselin Velhamdülillahi Rabbil Alemin.

 Bu yavrumuzun ve bütün yavrularımızın imanda daim olması için, Salih ve Saliha kullardan olması için, Hayırlı nesiler olması ve hayrılı nesillerinin devamı için dualarımızın kabulu ve hasseten Allah rızası için, el-Fâtihâ."

diyerek dua edilerek isim verme işlemi tamamlanmış olur....

*******************************************************
1. Dinimizin Hoş Karşıladığı İsimlerden Birini Seçmek: Çocuğa doğumunun yedinci gününde yahut doğduğu günde ad koymak, sünnettir. Amr bin Şuayb (r.a.) diyor ki: «Resûlullah (s.a.v.), çocuğa yedinci günde isim verilmesini ve tıraş edilip akika kurbanının kesilmesini buyurdu.» ^[1]

Enes (r.a.) diyor ki: «Ebû Talhâ'nın bir çocuğu oldu. Onu Resûlullah (s.a.v.)'a getirdim. Damağına hurma çaldı ve adını Abdullah koydu.» ^[2]

Ebud-derdâ(r.a.)'dan rivâyetle Resûlullah (s.a.v.), şöyle buyurdu: «Sizler, kıyamette isimlerinizle ve babalarınızın isimleriyle çağrılacaksınız. Onun için isimlerinizi güzel koyunuz.» ^[3]

Ebû Vuheyb el-Cüşemî (r.a.)'dan rivâyetle Resûlullah (s.a.v.), şöyle buyurdu: «Çocuklarınıza peygamberlerin isimlerini verin. Allah-u teâlânın en çok sevdiği isimler, Abdullah ve Abdurrahman'dır. En çirkini ise "Savaş" ve "Mürre" (acı)dir.» ^[4]

Abdullah ve Abdurrahman'dan başka Yüce Allah'ın güzel isimlerine izâfe edilen bütün isimler de böyledir. Abdülkerim, Abdurrahim gibi...

2. Abdest alınır. İsim verecek zât tarafından çocuk, kucağa alınır, Kıble'ye dönülür ve normal bir sesle,
*Sağ kulağına ezan okunur;
*Sol kulağına ise kamet getirilir.

Böylece çocuğun ilk duyduğu ses, ezan sesi olmuş olur. Bu ezan sesiyle şeytan, ondan uzaklaşır. Çünkü hâdis-i şerîflerde belirtildiği üzere şeytan, ezan sesini duyduğunda dönüp kaçar.

Çocuğun sağ kulağına Al-i İmrân sûresinin 36. âyetin(den şu kısmı) söylemek, sünnettir:
وِإِنِّي أُعِيذُهَا بِكَ وَذُرِّيَّتَهَا مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ
Ve innî uîzuha bike ve zurriyyeteha mineş-şeytânirracîm.
«Onu ve soyunu, kovulmuş şeytandan, senin korumana bırakıyorum.»

Bir rivâyette Resûlullah (s.a.v.)'ın doğan çocuğun sağ kulağına İhlas Sûresi'ni okuduğu da nakledilmiştir.

3. Ezan ve kamet getirildikten sonra çocuğun sağ kulağına konacak (çocuğa vermeyi düşündüğünüz) isim ile 3 kez seslenilir. Mesela İsmail ismi verilecek ise sağ kulağına "İsmail" diye hafif bir sesle 3 defa çağırılmalıdır.

Resûlullah (s.a.v.)'ın azatlısı Ebû Râfî diyor ki: «Resûlullah (s.a.v.)'ın kızı Fâtımâ (r.a.), Hz. Hüseyin'i doğurduğunda sağ kulağına namaz ezanı gibi ezan, sol kulağına ise kamet getirdiğini gördüm.» ^[5]

Resûlullah (s.a.v.), buyurdu ki: «Kimin bir çocuğu doğar da sağ kulağına ezan, sol kulağına kamet okursa, ona havale ve sara türü hastalıklar zarar vermez.»

4. Yeni doğan çocuğa hurma çiğneyip ağzına sürülmeli, o tatlı sıvının bebeğin midesine ulaşmasına çalışılmalıdır. Hurma yoksa ağzına tatlı bir şey de sürülebilir.

Ebu Musa el-Eşârî (r.a.) diyor ki: «Bir çocuğum oldu. Onu Resûlullah (s.a.v.)'a getirdim. Adını İbrahim koydu. (Hurmayı çiğneyip) damağına hurma sürdü. (Çocuk, yalamaya başladı) ve Resûlullah (s.a.v), ona bereket duası etti.» ^{[6]
"Hangi dua olduğunu bulamadım, ancak "bereket duası" dediğim de bu dua karşıma  geldi."Y.K.}

Bereket Duasının Arapçası:

Bereket Duası (Karınca Duasının) Türkçe Okunuşu

Allahümme ya Rabbi Cebrâîle ve Mîkâile ve İsrâfile ve Azrâile ve İbrahime ve İsmaile ve İshaka ve Yakube ve münzilel berakâti vet Tevrâti vez-Zebûri vel İncili vel Furkan. Ve lâ havle ve lâ kuvvete illa billahil aliyyil azim. Lâ ilâhe illallahül melikül hakkul mübin. Muhammedü-Resülüllahi sadikul va’dil emin. Ya Rabbi, Ya Rabbi, Ya Hayyu, Ya Kayyum, Ya zel Celali vel İkram. Es’elüke ya Rabbel arşil azimi en yerzükani rizkan halalen tayyiben birahmetike ya erhamer Rahimin. Yemliha, Mekseline, Mislina, Mernüş, Debernüş, Şazenüş, Kefetatayyuş, Kıtmîr.“

Karınca Duası (Bereket Duası) Türkçe Meali ( Anlamı )

Ey Cebrail’in ve Mikail’in, İsrafil’in ve Azrail’in, İbrahim’in ve İsmail’in, İshak’ın ve Yakub’un Rabbi, Ey bereketleri veren, Tevrat’ı, Zebur’u, İncil’i ve Kuran-ı Kerim’i indiren Allah’ım. Kudret ve güç sadece yüce ve büyük olan sana aittir. Açıkça ortadadır ki Hak ve tek Melik olan senden başka ilah yoktur. Sadık ve emin olan Hz. Muhammed senin elçindir. Ey Allah’ım, Ey Allah’ım, Ey kaim ve diri olan, Ey ikram ve celal sahibi, Ey azim olan arşın sahibi, senden beni hoş ve helal bir rızık ile rızIklandırmanı diliyorum. Ey merhametlilerin en merhametlisi rabbim senin rahmetinle (Ashabı Kehfin isimleri) Rahimin. Yemliha, Mekseline, Mislina, Mernüş, Debernüş, Şazenüş, Kefetatayyuş, Kıtmîr.“

5. Bundan sonra şöyle dua edilerek isim verme işlemi tamamlanmış olur:

اَلْحَمْدُ ِللهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ * وَالصَّلاَةُ والسَّلاَمُ عَلَى رَسُولِنَا مُحَمَّدٍ وَعَلَى آلِهِ وَصَحْبِهِ اَجْمَعِينَ * يَا اَرْحمَ الرَّاحِمِينَ * يَا حَىّ ُ يَا قَيُّومُ * يَا ذَا الْجَلآلِ وَاْلإِكْرَمِ * لآ اِلَهَ اِلآ اَنْتَ سُبْحَانَكَ اِنِّى كُنْتُ مِنَ الظَّالِمِين
Elhamdu lillēhi Rabbil âlemîn. Vessalētu vesselēmu alē rasûlinē Muhammediv-ve alē ēlihî ve sahbihî ecmaîn. Yē Erhamer-Râhimîn . Ya Hayyu ya Kayyûm. Yazel celâli vel ikrâm. La ilahe illa ente subhâneke innî kuntu minez-zâlimîn.

Sonra;

"Bütün nimetleri karşılayacak ve fazlasına da denk gelecek bir hamd ile bütün âlemlerin Rabbine hamd ederiz.
Salât ve Selâm, Efendimiz Muhammed (s.a.v) e, ve O'nun ailesine ve ashâbının üzerine olsun.
Yarabbi! Biraz önce sağ kulağına ezan, sol kulağına kamet okuyarak Senin râzı olacağını umduğumuz bir isimle isimlendirdiğimiz bu yavruya hayırlı ömür, bol ve helal rızık ihsan edip, İslam dini üzere yaşamasını nasip eyle.
Ana-babası için hayırlı, Vatanı Milleti, Din-i Mübin-i İslam için faydalı kullarından eyle.
Kâfirlerin küfründen, hasedçilerin hasedinden, zâlimlerin zulmünden muhafaza eyle.
Vücuduna sıhhat ver, kazalardan belalardan muhafaza eyle.
Kendisine faydalı ilim bahşet, ilmiyle  âmil olanlardan (amel edenlerden) eyle.
Kurân'a hadim (hizmetçi) olmasını ve onu hıfzedip, içindekilerle amel etmesini nasip eyle.
Yarabbi! İslam fıtratıyla gelen bu yavruyu ve bütün yavrularımızı yaratılış gayesi üzere yaşamalarını nasip eyle. Kem söz, kötü göz, nazar ve her türlü fenalıktan, kötülerden ve kötülerin şerrinden bu yavrumuzu vebütün yavrularımızı muhafaza eyle,
Yavrumuzun imanda daim olması için ve Allah'ın rızası için el-Fâtihâ."

diyerek dua edilir.

6. Doğumu kutlamak için akika kurbanı kesilmesi iyidir. Kesilen kurbanın eti eşe, dosta, yakınlara ve komşulara ikram edilir.

7. Doğan çocuğun saçları ağırlığınca altın ve gümüş değerindeki para, yoksullara verilir.

8. İlk dişi çıktığında, ilk yürüdüğünde; yoksullara yardım, eş, dost, komşu ve yakınlara uygun ikramlar yapılır, yoksullar sevindirilir. Çocukla gelen mutluluk, eş, dost ve çevre ile paylaşılır.

9.Eğitim çağına ulaşınca çocuğa iyi bir eğitim verilmesi sağlanır. Bir hadisi şerifte "Hiçbir baba, çocuğuna iyi bir eğitimden daha değerli bir miras bırakamaz." buyrulmuştur. Her yaşın bir eğitimi vardır. Çocuk, ilk eğitimi aile içinde alır. Bu eğitim, okul ve hayatta sürüp gider.^[7]

Kaynaklar

[1] Tirmizî, Edep, 2832.
[2] Müslim, Âdâb, 2144.
[3] Ebû Davud, Eewp, 4948.
[4] Ebû Davud, Edep, 4950.
[5] Ebû Davud, Edep, 5105.
[6] Buhârî, Edep, 6198; Müslim, Edep, 2145.
[7] M. İsmail Fındıklı, "İlim Ehli İçin Temel Dualar", Yasin Yayınevi, İstanbul 2007, s.262-265.