Bazen ‘doğru’nun nerede olduğunu bulmak için ‘yanlış’ tan istikamet almak gerekir. MHP anayasa değişikliklerinde öyle yapıyor. ‘AKP böyle diyorsa o zaman karşıyım’ diyor. Hataları şurada: MHP, bu anlamda AKP’nin değil CHP’nin yaptığına bakarak istikamet almalıydı. Zira MHP’nin sosyo- politik açıdan zıt kutbu AKP değil CHP’dir.
MHP’nin anayasa değişiklikleriyle ilgili ‘karşıyız’ tavrı bu partiyi kendi kimliğiyle ‘derin çelişki’ içine düşürüyor.
Devlet Bey salı günü kürsüde, yine o bilinen üslûbuyla konuşuyordu:
“Anayasalar, kirli ellerin, kirli zihniyetlerin ve lekeli alınların kendilerini aklayacakları, arkasına saklanacakları istismar malzemeleri ve paravanlar değildir.”
Hemen hemen her MHP grubunda dinlediğimiz türden ağdalı ve hakaretâmiz cümleler!..
Ne demeye çalışıyor?
“Anayasa değişikliği paketine destek vermeyeceğiz!”
Neydi o değişiklikler?
Askerlere sivil yargı yolu açılacak, Yüksek Askeri Şura’nın (YAŞ) ordudan ihraç kararları yargı denetimine tâbi olacak, Anayasa Mahkemesi’nin ve Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu’nun üye sayısı ileri demokrasilerdekine benzer bir hale getirilecek, parti kapatmalar zorlaştırılacak, ‘ 12 Eylül darbecileri yargılanamaz’ diyen anayasa hükmü kaldırılacak...
12 Eylül Anayasası’nın ülkeye giydirdiği deli gömleğinde yeni bazı rahatlamalar yaratan, ‘devlet’e karşı ‘ toplum’u öne çıkartan,bir düzenleme.
CHP bunlara karşı çıkarken, ‘tabiatına uygun’ hareket ediyor, onu sorgulamıyoruz, gelgelelim MHP’nin durumu farklı.
MHP salı günü genel başkanının ağzından CHP ile ‘aynı yatağa’ gireceğini Türk milletine ilân etmiş durumda.
Sadece CHP ile mi?
MHP’liler yorganın altına iyi baksınlar, o yatakta ‘Türk oligarşisi’nin bütün unsurları var.
MHP tabanının, CHP ile birlikte olabileceği tek alan, bir yere kadar
anlaşılabilir sebeplerle Kürt sorunudur.
İki partinin genleri, bunun dışındaki hassas sosyo-politik konularda ‘yol arkadaşlığı’nı kaldırmaz!
12 Eylül döneminde büyük oyuncuların darbe tezgâhlarına alet edilmiş, 12 Eylül’ün işkencehanelerinden geçmiş, devletin tokadını askerlerin eliyle yemiş MHP’ye 12 Eylül hukukunu savunmak yakışmıyor!
MHP yol yakınken, AKP karşıtlığı şehvetiyle girdiği o yataktan çıkmalı.
Devlet Bahçeli, grup konuşmasında şöyle diyor:
“Bizim, bir toplum sözleşmesi olan anayasanın üzerinde tartışılmadan, bütün tarafların görüşleri alınmadan, eleştirilere kulak verilmeden yapılacak oldubittileri kabul etmemiz mümkün değildir”
Anayasaların birer ‘toplum sözleşmesi’ olduğu doğrudur. Gelgelelim, MHP lideri dikkat etsin, bu sözleriyle ucûbe 12 Eylül anayasasını ‘toplum sözleşmesi’ diye nitelendirmiş oluyor, ayıp oluyor?
Kendisine ‘siyasi parti’ diyen her hareket, topluma silah zoruyla dayatılmış bu metni reddeder. İçeriğine katılsa bile hazırlanış ve topluma kabul ettiriliş biçimine itiraz eder, anayasadan darbe izlerini silecek her düzenlemeye destek verir.
Acı olan, içindeki düzenlemelere de ciddi bir itiraz getiremeden,dahası bunların doğru olduğunu bile bile ‘karşıyız’ diye ortaya çıkılması.
Siyasi kültürdeki ‘populizm’ türü hastalıklardan MHP de nasibini alıyor işte. Kendilerine ‘milliyetçi’ diyenleri bütün tarihleri millet iradesini boğmaya çalışarak geçmiş olanlarla kolkola ve aynı yatağa sokan bu hastalık.
MHP, derinliği CHP gibi devlette ve bürokraside değil toplumun içinde olan bir parti. CHP-Yüksek Yargı bürokrasisi gibi netâmeli ve toplum zihninde sabıkalı bir blokla nasıl birlikte resim verebilir, doğrusu anlamak zor.
Devlet Bey, sizce bu tabloda yanlış birşeyler yok mu?
